Gidecektim hep
Ağır, hüzün sonlu dibi görünmeyen denize ağır
Gövdeme zıpkınladığım pareli üç sözcük
Beni iyice dibe çekecekti
Gidecektim hep
Gittim daha önceleri de gittim
Uslanmaz, derine odaklı tartışmalar sonrası olduğu gibi
Yaslanamadığım omuzlarda gittim daha önceleri ben
Süslenmesi yasaklanmış kız çocuklarının
Kir izli gözyaşı yollarında gittim
Gidecektim hep
Çünkü…
Gidecektim hep
Çağır, hüzün seven birini daha çağır
Yüklenmişim üç sayfalık öyküyü
Ve onun mirasçısı dere kenarı keyiflerini
Gidecektim hep
Gittim oldum olası sandalla gittim
Kılıç balıklarının yakamozlu izlerinde kayboldum
Saklanamadığım koynunda yârimin, daha önce de gittim
Kitapları yakılmış bir gencin
Nakışlı gülüşlerinde gittim
Gidecektim hep
Çünkü…
Gidecektim hep
Bağır, duymasalar da olur kendin için sen bağır
Kulaklarımdan yükselir ruhum o beste yüzünden
Bir buket ağlaşmalarımdan kalma sarhoşluğuyla kokar
Gidecektim hep
Gittim birçok kez daha senden önce de gittim
Uyumak istedim papatyalı kucağında belki ‘Anne’min
Oyuncağı kırılmış bir çocuğun
Suskunluğun da gittim
Gidecektim hep
Gittim
Ve
Gittim…
06.02.09
Nadir