Özellikle yalnız kaldığında kendini sorgulayan, hatalarını,suclarını,ve yaptığı butun haksızlıkları düşünüp vicdanı sızlayan ve tekrarlamama kararını pratiğe dökmeye çalışan insan yerine, tamamen başka şayler uzerine planlar kuran, teoriler ureten; dostane ve paylaşımcı ruhu unutmuş, gerekirse kendi bencilliği uğruna sevdiklerinden vazgecmeye hazır bir insan profili belirmiş durumda hayatımızda.
İnsafsızca olan bir diğer nokta daha var aslında;kendi halimize bakmadan diğer insanları suçlar, aman aman kendimize de toz kondurmaz olmuşuz, ustelik bizi eleştirenlere de içten içe kin besler hale gelmişiz.Peki hal boyle olunca kamil olmaya aday bir insan olarak mı gormekteyiz kendimizi?
Başkaları olmadan yaşamanın anlamsız olduğuna inanır iken,kendimiz dışındaki insanlara da fırsat tanımayı, onlara değer vermeyi, saygı duymayı ve sevgi beslemeyi;
Herseyi bilir, her halttan az da olsa anlarım ukalalığından vazgecmeyi;
Başkalarının hatalarını düzeltme yüzsüzlüğünden önce kendi hatalarımızın farkına varmayı ve duzeltmeye calışmayı;
Birşeylere inanmaktan, bir ideolojiye mensup olmaktan, bir fikri savunmaktan ve bizim dışımızdaki insanların değer yargılarını, inançlarını sorgulamaktan daha önce, insan olmayı hatırlatan(erdem, iyilik,doğruluk-dürüstlük, cömertlik, vs) hasletlere sahip olmayı, bu hasletleri küçümseyen insanlara kulak tıkamayı henuz kavrayamamışız...
Bir zamanların değer sahibi, anlayışlı ve duygu yüklü olan insanları olan bizler gel gör şimdi ne hallerdeyiz!Sebebine stres dedik yedik birbirimizi, işsiz kaldık ayıplandık, sıkıntıya düştük dostlarımızı parçaladık; eşimizi kırdık, aşımızı zehire bandırıp yedik, kursagında bıraktık lokmaları çocuklarımızın!
Arzularımız ve bitip tukenmek bilmeyen zevklerimiz saygımızı yitirmemize neden oldu, bir zamanlar '' aşkım, hayatım' diye seslendiğimiz kadınımıza hizmetçi,atamız saydığımız anne-baba ve buyuklerimize fazlalık; cocuklarımıza stres topu ve azarlanan bir köle ya da köleler; bizler için didinip çırpınan evimizin direğine işe yaramaz ve salak muamelesi yaptık..
Rahatımız uğruna unuttuk paylaşmayı; mızmızlanma ve bıkkınlık getiren, of dedirten bir hayıflanma saydık dert dinleme gibi insani bir fedakarlığı...
Peki ya ne kaldı ki geriye...?
Bencilliğimiz, hırsımız, ''en önce BEN'' sevdamız ve bu duyguların gölgesinde kalmış, bize küsmüş,kırılmış; fakat yine de '' olsun belki birgün farkına varacaktır varlığımızın'' diyen ve derdini sabırla içine atan sevdiklerimiz...
Trilyonlara boğulmuşsun ne yazar, beraber harcayağın sevdiklerin olmadıktan sonra, rekorlara ve başarılara imza atmışsın, sana hakkıyla değer verip tum kalbi ile seni tebrik edip mutluluğunu paylaşacak insanların hasretini ve yokluğunu çekiyorsan, sevgililerinden yoksunsan....!